Kafein Kafa

Yine bir Meizu etkinliği ile karşı karşıyayız sevgili günlük. Tabi ki bu etkinlik için Çin'e gitmedim, masa başımda twitter'dan bakıyorum, ne gitçem. Buradan Çin'e gidiş dönüş uçak bileti almaya kalksam nereden baksan 1800 TL. Deli miyim iki telefon göreceğim diye... Neys. Geçtiğimiz günlerde -ayı gibi telefon- Meizu Pro 6 'yı tanıtan firma, şimdi de Meizu M5 Note'u tanıtacak. Henüz tanıtmadı, birazdan tanıtacak. Çok ekstra heyecanlı bir gelişme beklemesem de insan umuyor... Bakalım neler var, kısa kısa geçelim... Hadi kardeşim işi gücü bıraktım bekliyorum, başlayacaksan başla...

Günaydın sevgili günlük, uzun zamandır beklediğim Xiaomi Mi Band 2 sonunda teşrif buyurdu. Aslında o kadar da uzun bir zamandır beklemiyordum... Dıkş dıp dıs! Bir önceki versiyona göre daha "classy" bir görünümü olduğunu söylemeden geçemeyeceğim Mi Band 2 için söylememiz gereken en önemli özellik, tabi ki dokunmatik düğmesine dokunulmasının marifetiyle pek çok mod arasında geçiş yapılarak farklı bilgilerin aralıklarla gösterilebildiği ve akıllı telefon uygulaması olan MiFit (Android)   MiFit (Apple) ile ayarlanıp pek çok farklı durumda uyarı verilerek kullanıcının farkındalığının sağlandığı OLED ekranı. Oh be bitti cümle. :)

Meziu sabah sabah heyecanlandırdı sevgili günlük, Gerçi yine ayı gibi ekranlı telefonlar modasına uyup 5,7 inch büyüklüğünde bir ekran kullanmış olsa da, özelliklerine biraz bakınca ohaşimatsu! Mesela mesela;

Selam sana sevgili günlük, Geçen günlerde demiştim hatırlarsın, " Amazon.de " hem Türkçe hem de Türkiye'ye sipariş gönderebilir hale gelmiş diye. Hatırladın mı? Hatırlamadın mı? Neyse hatırlamadıysan da şimdi diyorum artık hatırlarsın. Dün akşam aradığım bir ürünü Amazon.de'de bulunca, al gelsin dedim ya, madem geliyormuş nasıl gelecek bakalım dedim, al dedim git dedim, al dedim git dedim siparişini de al dedim, nerde kalırsan kal dedim, sonra aldım gittim siparişimi verdim.

Selamlar sana günlük, hello havaryu? Dün sevgili eşim ve değerli arkadaşlarımla Kadıköy Sinemasındaki " 48 Saat Film Projesi 'nin" Grup A Gala gösterimini izlemeye gittik. Dıkş dıps tıs! Bu proje nedir ne değildir, ne oluyor, ne ayak bunlar diyorsanız; şuradan detaylarını öğrenebilirsiniz. Aslında bu, kısa zamanda beraber çalışmayı gerektiren gerçekten zorlu ve yıpratıcı bir süreç. Zorunlu replik, zorunlu karakter ve zorunlu bir aksesuara bağlı olarak, ekipler kendi senaryolarını yazıyor, çekiyor ve montajlıyorlar.

Geçen gün resmen delirdim saygıdeğer günlük! Her şey  evdeki bilgisayarın Nvidia Geforce Experinence 'ını güncellemeye çalışmamla başladı. Önce Dünya bir toz ve gaz bulutuydu, sonra dinozorlar, sonra ateş, sonra araba, sonra bilgisayar, sonra ekran kartı sürücüleri... Hızlı bir özet geçtim. Pek çok kişinin de bu sorunla karşılaşmış olacağını düşünerek bunu bi yazayım didim. Şöyle ki;

Sanırım bu işi çoktan çözmüş olmalı ki, zavallı Nikola Tesla Bey yıllar önce kablosuz elektrik iletimi üzerinde çalışmalar yapmış. Evet, tek kelimeyle "bıkdım!" Ne ya bu kablolar? Hiçbir şeyden çekmedim günlük şu kablolardan çektiğim kadar. Resmen hayat enerjimi emip bitiriyor bu kablolar benim. Sanki gizli  bir güç onları ben evde yokken karıştırıp birbirine bağlıyor gibi, gerçekten. Bak inanmıyor olabilirsin, ama öyle.

Tam yatacaktım ki twitter'da gördüm, gündeme dair bir şey paylaşmadan yatmayayım; Olm Amerika başkanını seçiyormuş ya? Şaşırmış ama bir yandan da gündemden geri kalmayan gün teyzesi modu: on!

Nasbers günlük nasılsın? İyisin iyi. İş yok güç yok, takılıyorsun öyle boş boş. Ooh keyfe gel. Gerçi ben de bir haftadır işi gücü saldım izinlere geldim, heyhat. Çok pis yatışlardayım. Resmen yatmaktan bıkdım. Neyse...

Kendim yaptım diye demiyorum ama kendim yaptım. Afferim bene :)

Ne düşündüğünü biliyorum... (Şaka lan şaka nerden bilecem.) Amaçsız ve boş mu hissediyorsun genç? Kıymetini bil. Güzel günler çabuk geçer... Şu sıralar (burada şu sıralardan kasıt son 15 20 dakikadır) dellenmiş bir şekilde "21 Pilots" dinliyor, ve bu arkadaşları daha önce nasıl duymadım diye hayıf hayıf hayıflanıyorum. Aslında o kadar da hayıflanmıyorum. Çünkü hayıflanmak insanı bitirir günlük. Hayıflanmak öyle saçma bir davranıştır ki, insanı hayıflandığı için hayıflatmaya başlatır. Sonra hayıflandığın için hayıflandığına hayıflanmaya başlar ve hayıflanma döngüsüne girersin. Hayıflanma döngüsünden çıkamadığın için hayıflanmaya devam eder ve hayıflanmaktan kurtulamayacağını düşünür ve hayıflanmaya devam edersin. Biz buna "deadlock" deriz.

Sıradan insanların ucuz kafeinli hayatlarına hoş geldiniz... Ani bir hareket yapmadan önce iyice düşünün! Öncelikle şununla başlamak gerekirse; şarkı güzel... Şuralardan bulabilebil: [ Link ] (Twenty One Pilots - Heathens) Geçtiğimiz günlerden bir gün (mesela dün) arkadaşlarla "suisayd sukuad" (Türkçe'sini okuyamayanlar için "Suicide Squad") filmine gittik. (KKMDb puanım: 6/10) Açıkça ifade edeyim, beni filmde en çok çeken o arkasında bıraktığı dalga!... köpürtmesi!... oldu. Bol aksiyon, bol fantazik kahramanlar, bol "cool" tavırlar, bol bol aforizmalar, bol bol koy bol bol... yo beybi. (Çok ihtiyacımız varmış gibi...) Tek cümleyle; Akasya'da 30 TL verip izlemiş olsaydım cidden canım sıkılırdı. :) Ama Akasya'da izlediğim halde 30 TL de vermedim bak bu detayı atlama. O yüzden canım çok sıkkın değil. Şarkıyı ekleyeyim de yatayım, neyse, dıkş! Al bakalım aşağıdan güzelce dinle. 

Hello Woearld! (Ne'aber n'aptın?)