Ana içeriğe atla

Bırakınız üzülsünler bırakınız...

Herkesi mutlu etmemiz gibi bir saçmalık olabilir mi sevgili günlük? Bırak biraz üzülsünler.

Parmaklarımın klavye üzerinde bir hafızası olduğuna inanmaya başladım bu aralar. Klavyede yazmakla telefondan yazmak arasında dağlar kadar fark var. Mesela Everest.

Düşündün mü hiç Everesti? Everest keşfedilmeden önce en yüksek dağ hangisiydi mesela? Düşündün mü hiç bunları?

Bırak yahu bırak. Biraz üzülsünler, ölmezler ya.


Everest keşfedilmeden önce de en yüksek dağ Everest'ti bu arada. Bunu dün akşam küçük yeğenimden öğrendim. İkinci yeğenime küçük yeğenim diyordum bunu hatırlıyor olmalısın. Neyse. Everest keşfedilmeden önce de en yüksek dağ Everest'ti sadece bunu kimse bilmiyordu. Çaktın mi ironiyi?

Sen henüz farkına varamadın, henüz o kadar da kemale eremedin, velhasılıkelam sen henüz daha üzerindeki aptallığı atamadın diye ben neden daha alçak bir dağ olayım ki? Pardon ama gerizekalı sensen ben buna ne yapabilirim ki? Kendi halinde bir dağım ben. Sen beni keşfetsen Ekim'e keşfetmezsen Kasım'a kadar yolun var. (Yazar burada kendisini bir dağ gibi gösterirken sadece bir mecazi mürsel yapmaktadır. Böbürlenmekten ve böbürlenen insanlardan nefreting. Ok.)

Al Pacino da amma yaşlandı be günlük.

Boşverelim gitsin. Bırakınız üzülsünler, ölmezler ya.

Şimdilik hoşçakal. İngilizceni geliştirmeye çalış. Tenks.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Amazon.de Müşteri Hizmetlerini Tebrik Ettim

Selam sana sevgili günlük, Geçen günlerde demiştim hatırlarsın, " Amazon.de " hem Türkçe hem de Türkiye'ye sipariş gönderebilir hale gelmiş diye. Hatırladın mı? Hatırlamadın mı? Neyse hatırlamadıysan da şimdi diyorum artık hatırlarsın. Dün akşam aradığım bir ürünü Amazon.de'de bulunca, al gelsin dedim ya, madem geliyormuş nasıl gelecek bakalım dedim, al dedim git dedim, al dedim git dedim siparişini de al dedim, nerde kalırsan kal dedim, sonra aldım gittim siparişimi verdim.

Bu kabloların belalarını belalarını

Sanırım bu işi çoktan çözmüş olmalı ki, zavallı Nikola Tesla Bey yıllar önce kablosuz elektrik iletimi üzerinde çalışmalar yapmış. Evet, tek kelimeyle "bıkdım!" Ne ya bu kablolar? Hiçbir şeyden çekmedim günlük şu kablolardan çektiğim kadar. Resmen hayat enerjimi emip bitiriyor bu kablolar benim. Sanki gizli  bir güç onları ben evde yokken karıştırıp birbirine bağlıyor gibi, gerçekten. Bak inanmıyor olabilirsin, ama öyle.